Taktikler, fikirler ve vaka çalışmaları.
Mağaza içi pazarlama, fiziksel mağazalara müşteri çeken en önemli çözümdür. Her ne kadar e-ticaret platformları her zaman bir adım önde gibi görünse de, fiziksel mağazalar tam satış aşamasında müşterilerine inanılmaz deneyimler sunabilir. Bu da mağaza içi pazarlama taktiklerinin ana yararıdır: çok dikkat dağıtıcı olabilecek dijital pazarlama taktiklerinin aksine, müşteri ilgili ve alışverişe hazır olduğunda uygulanırlar.
Bu sayfada fiziksel mağazalar için temel bilgilerden en iyi mağaza içi pazarlama örneklerine kadar mağaza içi pazarlama hakkında bilinmesi gereken her şeyi bulacaksınız. Hadi başlayalım!
Aklınızdan neler geçiyor? Bunu angarya mı yoksa eğlence olarak mı görüyorsunuz?
Çoğu insan alışverişle ilgili beklentilerini yükseltmeye başladı. Sadece dışarı çıkmak, ürün satın almak ya da alışveriş arabalarını doldurup eve dönmek istemiyorlar. Bir deneyim istiyorlar.
E-ticaret platformları, müşterilere inanılmaz müşteri deneyimleri sunuyor. Redbull buna mükemmel bir örnek. Bu marka kanatlandırması ile biliniyor. Bu yüzden bir adım daha ileri gidip muhteşem seyahat olanakları sunmaya karar verdiler. Web sitelerinde, uzmanlarla macera yaşamak gibi nefes kesici deneyimleri seçebilirsiniz. Tek yapmanız gereken istediğiniz seyahat türünü seçmek. Bu da markanın özünü tanıtırken çevrimiçi deneyimi çevrimdışı deneyimle birleştirmenin mükemmel bir örneği.
(source: https://destination.redbull.com/en/)
Artık müşteriler bu tür deneyimlere çevrimiçi olarak ulaşabildiklerinden, aynı şeyi fiziksel dükkanlarda da istiyor. Mağaza içi pazarlama, müşterilerinize tam olarak istediklerini sunmanıza yardımcı olabilecek araçlar (taktikler ve fikirler) sağlar: ürünler + deneyimler.
İÇİNDEKİLER
Mağaza içi pazarlama, fiziksel mağazalarda gerçekleştirilen bir pazarlama türüdür. Mağaza içi pazarlama, ürünlerin tanıtımına yardımcı olur ve müşterilere olağandışı bir müşteri deneyimi sunar. Bu tür pazarlamalar alışveriş sırasında kişiselleştirilmiş bir deneyim sağlamak için müşterilerle etkileşime odaklanır.
Müşterilerle etkileşim kurmak, deneyimlerini kişiselleştirmek ve nihayetinde gelirinizi artırmak için kullanabileceğiniz birden fazla mağaza içi pazarlama taktiği vardır.
E-ticaret platformlarının aksine, fiziksel mağazalar müşterilerle gerçek zamanlı olarak etkileşim kurma imkânı sağlar ve bu da müşterilerin dikkatini çekmenin anahtarıdır. Müşterilerinizin dikkatini çektiğinizde ürünlerinizi satın alma ihtimalleri artar. Günümüzde işletmeler insanları kendilerine çekmek için daha çok dijital pazarlamaya odaklanıyor. Bununla birlikte, müşteriler sırf bir dükkâna adım attığında dikkatleri çekilmez.
Dijital pazarlama ve marka pazarlaması önemli olmakla birlikte, satış ve pazar payı söz konusu olduğunda mağaza içi pazarlama çok önemlidir. Dünyanın her yerinde tanınmış tüketici ürün markalarının büyük mağaza içi pazarlama stratejileri olsa da markalarını tanıtmak için gerekli araçlardan yoksundurlar.
Neden? Çünkü mağaza içi reklam çözümleri eski moda ve yaratıcılıktan uzaktır. Bu nedenle mağaza içi pazarlama kampanyaları dijital pazarlama kampanyaları kadar etkili veya havalı değil.
Tüketici ürün markalarının ve perakendecilerin, müşterilerine en iyisini sunmaya odaklanması gerekir, ancak müşterileri adeta bombardımana tutan tüm farklı pazarlama ve reklam mesajları arasında markanız dikkatleri üzerine nasıl çekebilir? Şaşırtıcı bir mağaza içi pazarlama stratejisiyle!
Mağaza içi pazarlama stratejinize daha fazla çaba harcamak için birçok sebebiniz var. Onlarca pazarlama taktiği varken mağaza içi pazarlama genelde unutulma veya öncelikler listesinin en sonunda kalma eğilimindedir. Bununla birlikte, mağaza içi pazarlamaya ihtiyacınız var, çünkü:
Ana rakiplerinize kıyasla daha düşük bir pazar payınız varsa daha az para kazanıyorsunuz, insanlar markanızı hatırlamıyor veya markanıza ilgi duymuyor.
Gerçek bir örnek üzerinden ilerleyelim: Küresel patates cipsi pazarı 2019'da 30 Milyar ABD Doları boyutuna ulaştı ve Frito-Lay's (PepsiCo'ya ait) segmentin yüzde 60'ından fazla payıyla bu kategoride büyük bir farkla en öndeydi. Bu ÇOK BÜYÜK! Kellogg's'a ait olan Pringles ise sadece %8,4 'lük bir pazar payına sahip. Pringles pazar payını nasıl artırabilir?
Pazar payınızı artırmanın 3 yolu vardır:
Mağaza içi pazarlama rakiplerinizden pazar payı almanızı sağlayabilir. Ürününüzü mağazada tanıtmak, kararsız müşterilerin rakibiniz tarafından sunulan ürün yerine sizin ürününüzü satın almasına yardımcı olacaktır. Ayrıca, müşterileri rakibinizin ürününden sizin ürününüze geçmeye ikna etmek (veya en azından denemek), pazar payınızı artırmanıza yardımcı olur.
Aktif olmayan potansiyel müşteriler söz konusu olduğunda Pringles'ın, ürünlerini satmayan perakendecileri satmaya ikna etmesi gerekecektir. Örneğin, Lay's ve Frito cipslerinin çoğu markette bulunduğunu, Pringles'ın ise çoğunlukla daha büyük perakendeciler tarafından satıldığını görebilirsiniz. Ürünün pazarlanma ve dağıtılma şekli de bunda etkili olabilir.
Son olarak, bir rakibi satın almak pazar payınızı artırmanıza yardımcı olacak daha maliyetli bir stratejidir. Örneğin, bizim durumumuzda, Pringles daha az pazar payına sahip başka bir rakip olan Utz Chips'i satın alabilir. Tabii bu markalar için son çare, çünkü bu hem zaman alan ve hem de çoğunlukla saf bir pazarlama kararı yerine ticari gayelerle alınan bir karar.
Günümüzde müşterilere sunulan çok fazla marka ve ürün olması da başka bir mesele. Özellikle fiziksel bir mağazaya adım attıklarında ve bu kadar çok çeşitlilik gördüklerinde insanlar nasıl karar verebilirler?
İnternetten akıllı telefon aldığınızda bilinçli bir karar vermenin daha kolay olduğunu varsayalım. Bir fiyat aralığınız ve seçebileceğiniz 5 farklı akıllı telefon var (bu fiyat aralığında). Farklı kılavuzlar, özelliklerin karşılaştırmasını yapmanıza yardımcı olabilecek web siteleri ve ürünü nasıl kullanacağınızı gösteren videolar var.
Hızlı tüketim malları söz konusu olduğunda ise seçim yapmak daha zor. Bu nedenle mağaza içi pazarlama çok önemli. Örneğin, bir müşteri mağazanın vücut spreyi alanına gittiğinde en az 10 marka görüyor ki koku ve etiketlerden bahsetmiyoruz bile. İyi bir mağaza içi reklam kampanyasıyla kendinizi rakiplerinizden farklılaştırabilirsiniz.
Mağaza içi pazarlamada ele alınabilecek bir diğer konu da marka görünürlüğünde eksiklik. Alışveriş yapanların dikkatini çekebilmek için uğraşan bu kadar farklı ve iyi ürün varken, ürün görünürlüğünü artırmak zor bir iş. İşte mağaza içi pazarlamanın sizin için devreye girdiği an da tam olarak bu an.
Ürününüzün görünürlüğünü artırmak için ürününüzü cazip hale getirmeniz gerekir. Bunun için ambalaj tasarımını ve renkleri kullanabilirsiniz. Amerika Birleşik Devletleri'ndeyseniz Endüstriyel Paketleme, ürünlerinizin müşterilerin dikkatini çekmesini sağlamak için paketleme projenizde dışarıdan hizmet almanızı sağlar. Ayrıca, dijital ekran ve afişler, müşterilerin ürününüzü ilk önce görmelerini sağlayabilir ve bu da daha yüksek bir marka görünürlüğüne ulaşmanızı sağlar.
COVID -19 krizini göz önünde bulundurarak, müşteriler mümkün olduğunca asgari miktarı satın almak istiyor ve bu nedenle de temel ürünlere odaklanıyorlar. Markanız mağazanın premium veya eğlence bölümündeyse, satışlarınız düşüyor olabilir.
Mağaza içi pazarlama, gelirinizi artırmanıza yardımcı olabilir. Örneğin, mağaza içi promosyonlar, insanların büyük bir indirimi pas geçmeden önce iki kez düşünmelerini sağlayacaktır. Müşterileri daha pahalı olanı almaya ikna etmek ve çapraz satışları artırmak için mağaza içi promosyonlardan yararlanabilirsiniz.
COVID-19'un asıl olarak fiziksel mağazalarda satış yapan perakendeciler ve markalar üzerinde büyük bir etkisi oldu. E-ticaret gelişirken, fiziksel mağazalar her gün para kaybetti. Hatta bazı ülkeler fiziksel mağazaları kapattı ve sadece temel ürünler (gıda, temizlik ürünleri, ilaçlar) satan bazı marketlerin açık kalmasına izin verdi.
İnsanlar mağazalardan alışveriş yapmaktan korktuğundan çevrimiçi mağazalardan ve kapıda teslimattan medet umuyorlar. Bu nedenle, mevcut sadık müşterilerinizin deneyimini birinci önceliğiniz haline getirmeniz gerekir. İnsan teması teşvik edilmediği gibi ürün numuneleri de kullanılamıyor. Bununla birlikte, dikkatleri üzerinize çekmek ve müşterilerinize sağlık endişeleri olmadan gerçek zamanlı bir bağlantı sağlamak için Tokinomo gibi robotları seçebilirsiniz.
Mağaza içi pazarlamadan en çok kimler faydalanabilir? Mağaza içi pazarlama aşağıdakiler için önemlidir:
Hızlı tüketim malları (FMCG) markaları, mağaza içi pazarlamadan en fazla fayda sağlayabilecek markalardır. Markaların daha fazla satış yapmasına (daha pahalı benzer bir ürün satmasına) ve çapraz satış yapmasına (diğer tamamlayıcı ürünleri - diş macunu ve diş fırçası) yardımcı olabilecek mağaza içi promosyonların yanı sıra mağaza içi pazarlama, ürünlerin tüketicilere etkili bir şekilde tanıtılmalarında fayda sağlayabilir. Hızlı tüketim ürün markaları, gelir artışı ve pazar payı da dahil olmak üzere mağaza içi pazarlamalardan değişik şekillerde yarar sağlayabilir. Ayrıca tüketicilerin bu vesileyle sadık müşteriler haline gelmesinde marka bilinirliği önemli bir rolde.
Mağaza içi promosyonlar gibi çevrimdışı pazarlamaya odaklanan reklam ajanslarının da bundan yararlanabilecek başka bir kategori olduğunu söylemeye gerek yok. Ajansların trendlere ayak uydurması, perakendecilere ve markalara en iyi hizmetleri sunması gerekir. Bununla birlikte, çevrimiçi pazar yenilikçi çözümlerle dolu olsa da, çoğu çevrimdışı pazarlama çözümü yaratıcılıktan yoksun. Bu nedenle mağaza içi reklam ajanslarının alışılmışın dışında düşünmeleri ve en yenilikçi marka aktivasyonu teknolojisi olan Tokinomo gibi çözümleri denemeleri gerekmektedir.
“Rafınızdaki bir Tokinomo reklam robotu, ürüne dikkat çekecek ve satış noktalarında tamamen yeni bir marka iletişimi yolu sağlayacaktır. Tokinomo'nun etkileşimli yaklaşımı tam bir bomba, akılda kalıcı ve oldukça etkili. Robot, rafa yaklaşan alıcıları tespit eden bir hareket sensörüyle anında müşteri ilgisini tetikleyen spontan bir etkileşim oluşturuyor.”
Eva Williams, Fixthephoto.com
Mağaza içi pazarlama, doğru yapıldığında birçok fayda sağlar. Konu sırf satmak ve pazar payını artırmak değil, bundan daha fazlası. - perakendeğlence: müşterilerinize unutulmaz harika deneyimler sunmak.
Mağaza içi pazarlamanın en önemli faydalarından bazıları şunlardır:
Örneğin, çevrimiçi olarak Facebook'ta bir reklam görürsünüz, bağlantıya tıklarsınız ve ideal bir senaryoda, elbette bir ürün satın alırsınız. Peki o mağazadan tekrar ürün satın almak istemenizin nedeni nedir? Afiş mi, teslimat mı? Ürün mü yoksa ürünle birlikte aldığınız el yazılı not mu?
İnsanların alışveriş yapmadan önce markalarla bağ kurması, ürünleri hissetmesi ve dokunması gerekir. Müşterilerin %72'si alışveriş yaparken mağaza içi deneyimi en önemli unsur olarak görüyor.
Mağazada tanıtım yaptığınızda e-ticarette olmayan bir şey sunuyorsunuz: gerçek bir bağı. Müşterilerin ürünleri gerçek hayatta görme ve hangisinin kendileri için en iyi olduğunu anlama fırsatı oluyor.
İnternet, bir markanın gerçek potansiyelini gösterebilmesi için gerçekten kalabalık bir yer. Müşteriler her gün farklı işletmelerden gelen reklamlarla bombardımana tutuluyor, ancak bir kez fiziksel bir mağazaya girdiklerinde reklam duruyor veya fark edilemeyecek kadar sıkıcı oluyor.
E-ticaret çağında her temas noktasında müşterilere ulaşabilmek için mağaza içi pazarlamaya yatırım yapmanız gerekir. Çevrimiçinden çevrimdışına, müşterilerin bilgisayarlarından fiziksel alışveriş sepetlerine. Markaların ve perakendecilerin her adımda ve her kanalda çok-kanallı perakendecilik ile müşterilerine yakın olması gerekir.
Mağaza içi pazarlama, size markanızın hikayesini anlatma ve müşterilere bu hikayeyle ilgilenme ve özdeşleşme fırsatı sunar. Çoğu kişi hikaye anlatımının yalnızca çevrimiçi alan için olduğunu düşünürken, fiziksel mağazalar - gerçek zamanlı bağlantı avantajına sahiptir. Tüm kanallarda hikayenizi anlatın. Çevrimiçinde başlayın, mağazada üzerine inşa edin!
Mağaza içi pazarlama ile örneğin markanızın çevre dostu olduğunu gösterme fırsatına sahipsiniz. Günümüzde müşteriler Dünya'yı koruyan ekolojik ürünleri satın alma eğiliminde. Bir mağaza içi reklam kampanyasıyla, markanızın sürdürülebilirliğe ve biyo-ürünlere odaklandığını gösterebilirsiniz.
Küresel olarak, katılımcıların üçte birinden fazlası (%40) markaları kişisel inançlarıyla uyumlarına göre seçen, amaç odaklı tüketicilerdendir. Tüketiciler çevre dostu, şeffaf ve değerlerine uygun ürünleri giderek daha fazla tercih ediyor.
İstatistikler müşterilerin% 70'inin nihai olarak alışverişlerini çevrimiçi değil, fiziksel mağazalardan yaptığını göstermektedir. Çevrimiçi olarak ürünleri arayıp yorumları okuyabiliyor, sosyal medyada markayla bağlantı kurabiliyorlar, ancak yine de mağazalara gidip orada alışveriş yapıyorlar.
Mağazaya girdiklerinde ihtiyaç duydukları ürünlerin farklı markalı olanlarını da görüyorlar. Peki örneğin raflar sabun doluyken neden sizin ürününüzü almaya karar versinler? Çok basit: mağaza içi reklam kampanyanızla dikkatlerini çekmeyi başardınız da ondan!
Ayrıca, kaç kişinin sadece ürünlere bakmak ve eğlenmek için alışverişe gittiğini düşünün. Bu insanlar belirli bir ürünü satın almak için değil, yeni neler var, bunu görmek için geliyor. Yeni mağaza içi promosyonlarınızla bu kişilerin dikkatlerini çekebilirsiniz.
Müşterilerinizi eğitmek için mağaza içi pazarlamayı da kullanabilirsiniz. Mesele her zaman gelir elde etme değil, aynı zamanda farkındalık ve eğitimle de ilgili. Müşteriler mağazaya girdikten sonra, kendi dünyanızın bir parçasını onlarla paylaşma fırsatınız oluyor.
Diyelim ki ayçiçek yağı satan bir markasınız. İnsanların mutfak giderinden kullanılmış yağları dökmekten kaçınmasının gerekliliğini ve bunun önemini açıkladığınız basit bir afiş dahi gezegeni ve müşterilerinizin güvenliğini önemsediğinizi gösterecektir.
Perakendecilerin müşterilerine mükemmel bir deneyim sunabilmeleri gerekir. Bracus vd., Schmitt'in (1999) beş duyusal deneyimi tanımlaması üzerine inşa ederek (düşün, hisset, duyumsa, bağdaştır ve harekete geç), marka deneyimlerinin dört boyutuna ilişkin öneride bulunuyor: duygusal, davranışsal, duyusal ve entelektüel deneyimler. Bu deneyimler tüketicilerde duygusal bağların oluşmasını ve kalıcı izlenimlere ilham vererek markalaşma çabalarının başarılı olmasını sağlıyor.
Basit ama etkili bir kural: "insanlara her zaman elde etmeyi beklediklerinden daha fazlasını sunun".
Mağaza içi pazarlama ile müşterilerinize daha iyi bir alışveriş deneyimi sunabilirsiniz. Peki nasıl? Müzik, ücretsiz Wi-Fi, dijital ekranlar ve robotlarla! Belki de kokuyla!
Mağaza içi promosyonlar satın alma dürtüsünden yararlanmanızda faydalı olabilir.
Fiziksel mağazalardan alışveriş yapan müşterilerin % 40'ından fazlasının planladığından daha fazla harcama yaptığını biliyor muydunuz?
Bu da insanları alışveriş listelerinde yer alanlara ek olarak sizin ürünlerinizi de satın almaya ikna etme şansı sağlar.
Artık mağaza içi pazarlamanın ne olduğunu ve size nasıl yardımcı olabileceğini gördüğümüze göre, daha derine inip markanızı veya perakende işinizi büyütmek için kullanabileceğiniz başlıca mağaza içi pazarlama araçlarının ve taktiklerinin neler olduğuna bakalım.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, ürünlerinizi ve mağazadaki işinizi tanıtmanıza yardımcı olabilecek birçok araç ve çözüm bulunuyor. Ancak, bu araç ve çözümlerin çoğu eski modadır ve yaratıcılık barındırmaz.
Mağaza içi pazarlama stratejinizde kullanabileceğiniz başlıca araçların hangileri olduğunu görelim.
Muhtemelen bildiğiniz üzere pazarlamanın 4P'si ürün, fiyat, yer ve tanıtımdır. Tüm bu P'ler mağaza içi pazarlamanın olmazsa olmazıdır. İlk P ile ürünün etiketinden adına, kabı veya şişesinin tasarımına kadar ürününüzün nasıl görüneceğini belirleyebilirsiniz.
İkinci P olan fiyatla ilgili, ürünün seçkin bir ürün olduğunu göstermek için daha yüksek bir fiyata odaklanabilir veya daha fazla müşteri çekmek için indirimler yapabilirsiniz.
Yer, ürünün pazarlandığı ve satıldığı yerlerle ilgilidir. Ancak, sadece mağaza değil, mağaza içindeki yerleşim de önemlidir. Örneğin, ürününüzün alt rafa veya üst rafa yerleştirilmesi. Ayrıca, ürününüzün kaç raf dizilimine sahip olduğu da önemlidir. Ne kadar çok olursa, görünürlük de o kadar yüksek olur.
Bu nedenle, ürünlerinizin öne yerleştirilmesini, rafta ortalanmasını ve mümkün olduğunca çok raf diziliminin olmasını sağlamak önem teşkil eder.
Fiyat promosyonu, mağazalarda en çok kullanılan taktiklerden biridir. Ürünün fiyatını düşürebilir, satın alınan ikinci ürün için %50 indirim sağlayabilir veya 1 alana bir bedava şeklinde promosyon sunabilirsiniz. Aslında gelirin %20 'sinden fazlası promosyonlara harcanmakta ve bunların % 55'inden fazlası da başarı sağlamamaktadır.
Ürünleriniz için uygun indirim oranının hangisi olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Görünüşe göre müşteriler için 3 etkili nokta bulunuyor: %20, %33 ve %50. %60'tan fazla olan indirimler gerçek değil izlenimi veriyor ve müşteriler ürünün kaliteli olup olmadığına ilişkin şüphede kalıyor. %10'dan düşük indirimlerse dikkatlerini çekmiyor.
Ne tür bir indirim kampanyası seçerseniz seçin, promosyonun sonuçlarını ölçmek çok önemli. Promosyon sonuçlarını nasıl ölçebilirsiniz?
Bu formülle satışlarda promosyonlardan kaynaklanan değişiklikleri tespit edebileceksiniz. Geçmiş satış verilerini baz alarak farkları görebilirsiniz. Diyelim ki ürününüzün fiyatı10$ ve normalde haftada 100 ürün satıyorsunuz. Tarihsel olarak geliriniz haftada 1000$.
Promosyon sırasında, haftada 120 ürün satıyorsunuz, ancak ürün bedeli artık 8 $. Bu da gelirinizin sadece 960$ olduğu anlamına gelir. Bu durumda, promosyonunuzun negatif bir artış oranı olduğundan promosyonununuz başarılı değildir. Promosyon sırasında (1 hafta) 150'den fazla ürün satılmış olsaydı, artışınız -40$ yerine +200$ olurdu.
Promosyonunuzun başarılı olup olmadığını gösterebilecek bir başka formül de marjinal yatırım getirisini hesaplama şeklindedir.
Standart yatırım getirisini hesaplamak, promosyonun ne kadar iyi (veya kötü) performans gösterdiğine dair net bir fikir vermeyebilir. Standart yatırım getirisi tüm gelirin belirli bir süre boyunca giderlere bölünmesiyle ölçülür. Ancak, promosyonda zaman içinde değişiklikler yapabileceğinizden marjinal yatırım getiriniz değişecektir, çünkü giderleriniz ve geliriniz değişir.
Yukarıdaki örneği ele alalım: Ürününüzün fiyatı 8$ (fiyatı düşürdünüz) ve promosyonun ilk haftasında 100 ürün satıyorsunuz, bu da 800 $ geliriniz olduğu anlamına geliyor. Ancak, bu promosyon size haftalık 120$'a (görseller ve afişlerle) mal oluyor. İlk haftadan sonra, masrafları 200 $' a yükselten başka bir afiş eklemeye karar veriyorsunuz. İkinci haftadaki geliriniz de 1200 $'a yükseliyor.
Gelir 1 = 1200 $ (ikinci hafta geliri)
Gelir 2 = 800 $ (ilk hafta geliri)
Gider 1 = 200 $ (ikinci haftanın gideri)
Gider 2 = 120 $ (ilk haftanın gideri)
Marjinal yatırım getiriniz: %500 (ki bu harika bir oran)
Ancak varsayalım ki promosyonun işe yaradığını gördünüz ve reklam için daha fazla harcama yaptınız. Ürününüzün yanına daha fazla afiş eklerseniz, haftalık gideriniz 450$' a yükseliyor, ancak geliriniz sadece 1280$'da kalıyor.
Gelir 1 = 1280 $ (üçüncü hafta geliri)
Gelir 2 = 1200 $ (ikinci hafta geliri)
Gider 1 = 450 $ (üçüncü hafta gideri)
Gider 2 = 200 $ (ikinci hafta gideri)
Yeni marjinal yatırım getiriniz sadece % 32 (ki bu gerçekten düşük)
Bu da reklama çok fazla yatırım yaptığınızı ve tüm promosyon verimsiz hale gelmeden bir an önce masrafları azaltma zamanının geldiğini gösterir.
Mağaza içi teşhir, bir ürünü, donanımı, yeni ürünü sergilemek veya bir ürünün kullanımını göstermek için kullanılan tüm öğelerdir. Bu sadece basit bir afiş veya dijital bir ekran değil, mağazanın her yerinde bulunan öğelerin bir kombinasyonudur.
Örneğin, en iyi performans gösteren teşhir ünitelerinden biri mağaza içi gondol başı üniteleridir. Bu üniteler ürün görünürlüğü için birebirdir ve koridor sonlarında yer aldıklarından önce fark edilirler. Zemin grafikleri de çok ilgi çekicidir ve düşündüğünüzden çok daha fazla dikkat çekerler. Neden? Çünkü daha az müşteri yerde bir ürün reklamı görme beklentisi içindedir.
Bununla birlikte, değişik mağaza içi teşhir türleri bulunmaktadır. Teşhir sepeti gibi bazı üniteler daha yaratıcıdır, diğerleri ise üstünde yazılar olan basit karton parçalarıdır. Mağaza içi teşhirin sonuçlarını ölçmek pek kolay değildir. Dikkate almanız gereken birkaç şey olsa da net bir kanıya varamazsınız.
Örneğin, yaya trafiğini dikkate alabilirsiniz. Özellikle yeni teşhir ünitelerinin yakınlarında artış var mı? Ayrıca, insanlar durup ürünleri inceliyor mu? Satın alıyorlar mı?
İnsanlar tadına varamadıkları şeyleri satın almıyorlar, değil mi? Basit bir numune karar vermelerine yardımcı olabilir. Ürününüzü beğenirlerse alışveriş listelerinde olmamasına rağmen ürünü almaya ikna olacaklar ve satın alacaklardır.
Bugünlerde COVID-19 düzenlemeleri dikkate alındığında gıda numunelerine izin verilmediğinden farklı bir strateji uygulamak gerekiyor. Ancak bunu daha iyi ve güvenli zamanlar için aklınızın bir kenarında bulundurun.
Etkinlik düzenlemek çok zaman ve çaba gerektirse de uzun vadede karşılığını alabilirsiniz. Müşterileri çekmek ve onları farklı ürünler satın almaya teşvik etmek için gerçekleştirilebilecek değişik etkinlikler bulunuyor.
Mağaza içi etkinlikler müşterilerle etkileşime geçmenizi sağlar ve müşterilerin markanıza güvenip bağ kurmalarına yardımcı olabilir. Tüketicilerin % 69'u kişisel deneyimlere katılımın markayla, arkadaşlarıyla ve çevreleriyle daha iyi bağ kurmalarına yardımcı olduğuna inanıyor.
Etkinlikler aynı zamanda küçük bir mağazayı tanıtmak için çok iyi bir yöntemdir. Mağazada etkinlikler ile küçük işletmenize kişilerin dikkatini çekebilir ve ileride sadık müşterilerinizden olacak kişilerle iletişim kurabilirsiniz. Küçük mağazanız açılışa için hazır olduğunda görkemli bir açılış etkinliği yapın. Bu etkinlik sırasında ürünleri tanıtabilir, mağazanızın hikayesini anlatabilir ve potansiyel müşterilerle bağlantı kurabilirsiniz.
Yeni bir afiş veya vitrin kullandığınızda müşteriler artık uğramıyor mu? Bunun nedeni gittiğimiz her yerin reklamlarla dolu olması. Çevrimiçi, mağazada, sokaklarda, binalarda, parkta, TV'de, radyoda ve bu liste devam edebilir.
Müşterilerin dikkati artık geleneksel mağaza içi pazarlama taktiklerinden etkilenmiyor. Mağaza içi kampanyaların çoğunun beklenen sonuçları vermemesi de bu yüzden. İnsanların dikkati bunlara yönelmiyor.
Peki insanların gelip ürünlerinizi incelemelerini nasıl sağlayabilirsiniz? Robotların yardımıyla!
Birkaç yıl öncesine kadar robotlar yalnızca bilimkurgu filmlerinde yer almaktayken, günümüzde robotlar gerçek oldukları gibi yapay zeka tüm işletmeler için gerçek bir değer haline gelebilir.
Fabrikaların daha fazla ürün üretip dağıtımında yardımcı olmalarının yanı sıra robotlar ticari pazarlamalarda da kullanılabilir. Nasıl?
Aslında çeşitli şekillerde:
Günümüzde mağaza girişinde müşterileri karşılayan, müşterilere belirli ürünler hakkında bilgi verebilen ve müşterileri belirli bir koridora yönlendirebilen robotlar bulunmaktadır.
Çalışanları her koridorda günde birkaç kez yürütmek yerine bir robot dolaşıp stokların yeterli olmadığı zaman bildirebilir. Ayrıca bu robotlar çalışanların erişemeyebileceği yükseklikteki raflara ürünler ekleyebilir.
Mağaza içi pazarlama çözümü olarak robotlar
Mağaza içi pazarlama için en önemli olan robot kesinlikle budur. Mağaza içi pazarlama robotu, ürünlerinizi daha yaratıcı bir şekilde tanıtmanıza yardımcı olabilir.
Aynı geleneksel mağaza içi pazarlama araçlarını ve çözümlerini uygulamaktan bıktıysanız, Tokinomo pazarlama stratejiniz için doğru seçim.
Uzaktan kampanya yönetimi platformu sağlar
Tokinomo, ışık, ses ve hareket teknolojilerinin bir kombinasyonunu içeren kompleks bir mağaza içi pazarlama çözümüdür. Bu teknoloji müşterilerinize inanılmaz deneyimler yaşatır ve ürünleriniz için etkili promosyonlar tasarlamanıza yardımcı olur.
Artık mağaza içi pazarlama konusunda opsiyonlarınızı bildiğinize göre, müşterileriniz mağazaya adım attıkları anda onlara nasıl etkili bir deneyim sunabileceğinizi görme zamanı.
Daha önce açıkladığımız üzere müşteriler artık olağanın fazlasını talep ediyor: deneyim istiyorlar!
Doğru araç, strateji, çaba ve kararlılık ile müşterilerinize tam olarak bunu sunabilirsiniz. İleriye dönük mağaza içi pazarlama stratejiniz için birkaç ipucunun ve püf noktasının yararlı olabileceğine inanıyoruz.
Dikkate almayabileceğiniz bazı noktalar müşterilerinize sunduğunuz deneyimle ilgili ya batmanıza ya da çıkmanıza sebep olabilir. Müşterilerinize mükemmel bir deneyim sağlamak için odaklanmanız gereken noktaları inceleyip müşteri odaklı pazarlamayı görelim.
Bir partiye gittiğinizde veya bir etkinliğe katıldığınızda organizatörün ışık, müzik ve diğer araçlarla ortamda yarattığı havayı görüsünüz. Bir mağaza söz konusu olduğunda da sakin bir müzikle müşterilerin tüm koridorlarda rahatça dolaşmak için daha fazla zaman harcamalarına uygun ortam hazırlayabilirsiniz.
Düzenli müşterileriniz gençlerden oluşuyorsa yılın en popüler şarkılarını kullanmanız gerekir. Müzik, mağazada insanların ne kadar hızlı (veya yavaş) alışveriş yapacaklarını belirleme açısından etkili bir araçtır.
Ayrıca koku da önemlidir. Ürünleri doğru sergilemeniz ve hepsini taze tutmanız gerekir. Kimse kötü kokan bir şeyler olan mağazada alışveriş yapmak istemez.
Ayrıca, her şeyin tertemiz olması gerekir! Bazen müşteriler yanlışlıkla raflara çarpıyor ve bu yüzden meşrubat şişeleri ya da diğer sıvı ürünler yere dökülebiliyor. Bu da başka bir müşterinin tüm alışveriş deneyimini mahvedebiliyor.
Giyim mağazalarında dahi her ürünün düzgünce katlanmış bir şekilde yerinde olması gerekir.
Önemli bir şey gibi görünmese de hepimiz gün boyunca sürekli Wi-Fi kullanıyoruz. Neden mağazanın içinde kullanmayalım ki? Müşterilerin farklı ürünlerin resmini göndererek sevdiklerinin görüşlerini almaları onlar için daha zahmetsiz. Ayrıca, insanlar Wi-Fi olan bir yerde daha fazla zaman geçirme eğilimindedir.
Tokinomo gibi kompleks bir mağaza içi pazarlama yöntemini kullanmak, müşterilerinize inanılmaz bir deneyim yaşatmanızda yardımcı olabilir. Tokinomo, ürünlere adeta hayat verir, hikayelerini anlatabilir ve müşterilerle iletişim kurabilir. Tokinomo, ışık, ses ve hareket yardımıyla müşterinin dikkatini çeker ve bu da daha iyi satış ile markaya güven duyulmasını sağlar.
Mağazada müşteri hizmetleri esastır! Tüm personelinizin gerekli eğitimi almış olması ve müşterilerden gelebilecek tüm soruları nasıl cevaplayacaklarını bilmesi gerekir. Müşteriye öncelik vermek ve çalışanların davranışlarına dikkat etmek önemlidir. Hepimizin kötü günleri olsa da bu durum müşteri ile çalışan arasındaki etkileşime yansımamalıdır.
Kasiyerlere dikkatli, ayrıntı odaklı olmaları ve gerekli olduğunda satış elemanı gibi hareket edebilmeleri amacıyla eğitim verin. Bazen müşteriler ihtiyaç duydukları şeyi istemekten çekinebilirler. Bu nedenle çalışanlarınız yardımsever ve ulaşılabilir olmalıdır. Ancak, çok ısrarcı olmaktan da kaçınmaları gerekir.
Bu yöntem müşterilerinize özel olduklarını hissettirmenin etkili bir yoludur. Belirli bir tutarda alışveriş yaptıklarında çeşitli avantajlar ve faydalar sağlayan mağaza kartı, müşterilerin daha fazla alışveriş için tekrar gelmelerini sağlamada çok etkili bir yöntemdir.
Ayrıca kişi önerme programları da çok faydalıdır. Müşteriler mağazanıza arkadaşlarını yönlendirebilir ve karşılığında mağazanızdan daha iyi ikram veya ürün alabilirler.
Müşteriler ürünlerinize hem çevrimdışı hem de çevrimiçi olarak erişmek ister. Bazı insanların birkaç ürün almak için mağazaya gelip dolaşacak zamanı olmayabilir. Bu nedenle fiziksel mağazanızı çevrimiçi bir platform veya uygulamaya bağlamalısınız. Tıkla ve gel-al seçeneği çok iyi. İnsanlar ürünlere göz atabilir, çevrimiçi sepete ekleyebilir ve daha sonra gelip hepsini mağazanızdan alabilir.
Tüm ürün bilgilerini çevrimiçi olarak da gönderebilirsiniz ve bu şekilde mağazanıza daha fazla kişi çekebilirsiniz. Erişim daha kolaysa, mağazaya çekmek daha kolaydır.
Mağazanızda oldukça zaman geçirdikten sonra müşteriler sadece ödeme yapmak ve tüm ürünlerini kullanabilmek için eve gitmek isterler. Ancak, kasadaki uzun kuyruklar tüm alışveriş deneyimini mahvedebilir. Müşterilerin ayakları ağrır, çocuklar ağlar, sıra daha da uzun görünür, ürünler daha ağır gibi gelir. Kimse bunu istemez!
Ayrıca, insanların mağazaya girdiklerinde bile kasadaki kuyruğun ne kadar uzun olduğunu görebildiklerini unutmayın. Müşterilerin bir şey almadan dönüp gitmelerini siz de istemezsiniz.
Self servis kasalar bu durumlar için harika bir uygulama. İnsanlar ürünlerini okutabilir, nakit veya kartla ödeme yapabilir ve mağazadan mutlu ayrılırlar.
Artık gerekli bilgi ve donanıma sahip olduğunuza göre, ihtiyacınız olan tek şey biraz ilham.
Sizi motive etmek için, en iyi mağaza içi pazarlama kampanyalarına bir göz atalım.
Viper, Romanya'daki ilk alkollü soda markasıdır. Alkollü soda üreten marka Asahi Grup, 360° lansman yapmak istedi. Ancak daha yenilikçi bir mağaza içi pazarlama yaklaşımıyla ilerlemek istedi. Bu yüzden Tokinomo'yu seçti. Kampanya, müşterilerin deneme yapmalarını sağlamanın yanı sıra, satışlarda % 60'lık bir artış da getirdi.
Müşterilerin dikkatini çekmek için teşhir unsurlarını kullanmak da etkili bir yöntemdir ki Old Spice bu konuda çok yaratıcı bir uygulamada bulundu. Ürünün faydalarını sergilemeyi ve aynı zamanda müşterilere harika bir deneyim yaşatmayı başardı.
(Source: https://www.flickr.com/photos/jeepersmedia/12462459174)
Johnnie Walker bir adım daha ileri gitti ve gerçek zamanlı pazarlama avantajından yararlanarak müşterilerle bağ kurdu. İlgili dönemde Game of Thrones çok popülerdi ve Johnnie Walker, White Walker'dan başka kimsenin yer almadığı özel bir gösteriyle insanları çekmeye karar verdi.
(Source: https://www.thebigchilli.com/news/celebrate-game-of-thrones-in-style-with-white-walker-by-johnnie-walker-and-game-of-thronesr-single-malt-whisky-collection)
Bir ürün satmak ister misiniz? O zaman müşteriye nasıl kullanılacağını öğretin! Bu el sanatları süpermarket zincirinin de tam olarak yaptığı buydu. Mağazalarını doğrudan tanıtmasalar da, mağazadan harika bir ürünün tanıtımını yaptılar.
Çocuklara nasıl bir Slime yapacaklarını göstererek, dikkatlerini çektiler ve bu arada çocukların ebeveynlerine dinlenebilecekleri bir an sundular.
(Source: https://twitter.com/Hobbycraft_MHL/status/1003248767611691008/photo/1)
Işık, hareket ve ses yardımıyla, Tide ve Ariel mağazadaki müşterilerin dikkatini çekmeyi başardı. İki ürün konuşurken müşteriler de daha fazla bilgi edinmek istedi. Kampanyanın nasıl göründüğüne bakın:
Bu videodan da görebileceğiniz gibi, insanlar jet modundan çıkıp (market alışverişine çıktığımıza hepimizin girdiği mod) eğlenceli bir moda girdiler.
Eski mağaza içi pazarlama taktiklerinin artık işe yaramadığını mı düşünüyorsunuz? Markanızı tanıtmak için dikkat çekici, modern ve dijital bir şey mi hayal ediyorsunuz? O zaman doğru yerdesiniz. Tokinomo'yu ödüllü raf reklamcılığı çözümüyle en yaygın hızlı tüketim ürün markaları Coca-Cola, P&G, Unilever, Heineken ve diğer pek çok marka tercih etmiştir. Bize bir mesaj gönderin ve herkesin hakkında konuşacağı bir sonraki başarılı mağaza içi pazarlama kampanyanızdan bahsedelim!
©Tokinomo. Copyright 2022. All Rights Reserved. Patent awarded A201500317, Patent pending A201900056
Terms & Conditions - Privacy Policy
©Tokinomo. Copyright 2022. All Rights Reserved. Patent awarded A201500317, Patent pending A201900056
Terms & Conditions - Privacy Policy